Çerez tabağı teoremi aslında evlenemeyen ve iyi evlilik yapan kişiler arasındaki ilişkiyi anlatmak için kullanıyor denilebilir. Karışık bir çerez tabağında fındıklar, fıstıklar, bademler, leblebiler ve çekirdek gibi yemişler olur. Kalabalık bir ortamda ev sahibi misafirlere bu karışık çerez tabağından getirir. Misafirler bu karışık çerez tabağından yemişleri tek tek seçerek yerler. Önce Antep fıstıkları sonra badem sonra fındık derken en dipte sarı ve beyaz leblebiler kalır. Herkes lüks kuruyemiş kısmını yemiştir ve dipte ise kimsenin istemedikleri kalmıştır. Aslında bir noktada kişide geride kalanlardandır. Ancak iyi bir yemiş aramaya çalışır.
Çerez Tabağı ve Evlilik
Belirli bir yaşa gelmiş ve evlenememiş kişilere de benzer bir durumu yaşar. Tüm fıstıklar, fındıklar seçilmiştir size ise leblebiler kalmıştır ancak siz belki fındık, fıstık, badem bulurum umuduyla aramaya devam edersiniz.
Açılmamış Antep Fıstıkları
Bazen de tabağın dibinde kabuğunun ucu açılmamış Antep fıstıkları kalır. Kimse onları açmak için uğraşmaz ya da buna en başından cesaret edemez. Eline bu kapalı Antep fıstıklarını alan herkes usulca tabağın içine geri bırakır. Ancak onun içindeki güzelliğe ulaşmanın yolu cesaretten ve dişine güvenden geçer. İşin sonunda dişine de kırabilirsin ama denemeden asla bilemezsin sadece biraz cesaret gerekli. Şairin dizelerinde bahsettiği gibi “Daha ne güzellikler vardı derinlerde. Bazen korktuk, bazen gücümüz yetmedi.”